1951'de Max Desfour’ a Pulitzer ödülü kazandıran soldaki fotoğrafta, insanlar Komünist Çin istilası sonrası Kuzey Kore'nin Pyongyang kentinden, yıkık köprünün kalıntılarını kullanarak kaçmaya çalışırken görüntülenmiştir. 2015 yılına geldiğimizde ise durumun değişmediğini Sergey Ponomarev yine Pulitzer Ödülü kazanan, sağdaki fotoğrafı ile gözler önüne sermiştir.  Fotoğrafta Türkiye’den yola çıkan mültecilerin, Yunanistan’ın Lesbos adasında bulunan Skala köyüne kaçışı görüntülenmiştir.
Bunca yıldır yaşanan bu krizlere ortak bir platformda çözüm arayışı için somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu amaçla, 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul’da Dünya İnsani Zirvesi (DİZ)  düzenlenecektir. Bu zirve ile mevcut küresel insani sistemin karşılaştığı sınamalara yönelik çözüm önerileri geliştirilmesi, ayrıca insani yardım çabalarının geleceğine ilişkin bir gündem oluşturulması amaçlamaktadır.

Bireysel katılımcıların kabul edilmeyeceği zirveye daha önce insani yardım sağlamış örgütler, temsilcilikler ve STK’lar katılabileceklerdir. Bu sebeple DİZ hakkında kamuoyunun sorularına cevap vermek amacıyla 27 Nisan 2016 tarihinde Columbia Globals Center İstanbul tarafından “Dünya İnsani Yardım Zirvesi Tanıtım Paneli” gerçekleştirildi.     

Panelde yüzde altıyüz gibi büyük bir oranla artan parasal insani yardım ihtiyacına vurgu yapılırken, yapılacak olan bu zirveden beklentiler dile getirildi. Panelde Birleşmiş Milletler’den Halide Çaylan, UCLG-MEVA’dan Adrien Licha ve Hayata Destek Derneği Direktörü Sema Genel Karaosmanoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Halide Çaylan konuşmasında Türkiye’de yaşanan mülteci krizini ele alırken: ”Türkiye şu an resmi kayıtlara göre 2 milyon 900 küsur bin ile en çok mülteci nüfusuna sahip ülkedir. Ancak Türkiye bu sorumluluğu tek başına götüremez; götürmemesi de gerekir.  Bu uluslararası bir sorumluluktur. Eğer bir yerde sınırları aşma mecburiyeti var ise bu insanların bakılma mecburiyeti de vardır demektir ve bu durum uluslararası toplum tarafından üstlenmelidir.” dedi.  Türkiye’nin mültecilere, diğer ülkelerin sunduğu hakların çok üzerinde bir iyi niyet gösterdiğini anlatan Halide Çaylan, BM’nin teklif ettiği yardımı Türkiye’nin kabul etmediğini de vurguladı.

Çaylan konuşmasında DİZ’den beklentisinin: “kimseyi mahrum bırakmadan, aynı hızda ve eşit miktarlarda bir insanı yardım dağılımı yolunda pratikleşme için adımların atılması” olarak ifade etti.
Karaosman ve Licha ise Yerel Yönetim’lerin toplum sorunlarına ilk cevap veren kuruluşlar olmasına rağmen bu kuruluşlara olan desteğin azlığından bahsederek, DİZ ‘den buna ilişkin bir çözüm beklentisinde olduklarını belirttiler.  Karaosman konuyla alakalı: “Fonların büyük bir kısmı işleyişe harcanıyor. Yerel aktörler en etkili kuruluşlar olmasına rağmen toplam fonun yalnızca %1’i STK’lara gönderiliyor.” dedi.